Yılbaşı yaklaştığında vitrinleri, evleri ve sokakları süsleyen, şans getirdiğine inanılan kırmızı meyveli yeşil demetler, aslında "tavşan memesi" ve "silcan" bitkilerinin insan eliyle bir araya getirilmesiyle oluşan özel bir aranjmandır. Halk arasında mutluluk, huzur ve şans sembolü olarak görülen bu bitki, özellikle yeni yıla girerken dileklerin gerçekleşmesi umuduyla satın alınır ve yaşam alanlarının en güzel köşelerine yerleştirilir. Estetik görünümü ve taşıdığı derin anlamlarla dikkat çeken kokina, doğru bakım uygulandığında uzun süre tazeliğini koruyarak evinizin enerjisini yükseltmeye devam edebilir.
Kokina çiçeği, sanılanın aksine tek bir bitki türü değil, iki farklı bitkinin ustaca birleştirilmesiyle elde edilen el yapımı bir süs bitkisidir. Yeşil yapraklı dikenli dallar "Ruscus aculeatus" yani tavşan memesi bitkisine aittir. Üzerindeki o canlı kırmızı meyveler ise "Smilax excelsa" olarak bilinen ve halk arasında silcan adıyla anılan sarmaşık türünden toplanır. Bu iki bitki, genellikle Roman çiçekçiler tarafından büyük bir emekle, kırmızı ipler kullanılarak birbirine bağlanır ve o bildiğimiz ikonik kokina formu ortaya çıkar.
İsminin kökeni Yunanca "kırmızı" anlamına gelen "kokino" kelimesine dayanır. Doğal ortamda ormanlık alanlarda yetişen bu bitkiler, toplanıp bir araya getirildiğinde dayanıklı yapısıyla dikkat çeker. Yılbaşı çiçeği olarak da bilinen kokina, aslında canlı bir saksı çiçeği gibi köklü bir yapıya sahip değildir; daha çok bir aranjman veya demet formundadır. Ancak serin ortamlarda ve doğru koşullarda saklandığında, yeşil yaprakları ve kırmızı meyveleri uzun süre bozulmadan kalabilir.

Kokina çiçeğinin bu kadar popüler olmasının temelinde, ona yüklenen şans ve umut anlamları yatar. Yılbaşı öncesinde alınan kokinanın, girdiği eve bereket, huzur ve mutluluk getireceğine inanılır. Bu inanışa göre, kokina ne kadar canlı ve kırmızı kalırsa, yeni yılın o kadar şanslı geçeceği düşünülür. Sadece bir dekorasyon ürünü olmaktan öte, sevdiklerinize iyi dileklerinizi iletmenin de zarif bir yoludur.
En yaygın efsaneye göre, eğer aldığınız kokina çiçeği bir sonraki yılbaşına kadar rengini ve formunu koruyarak hiç bozulmadan durursa, o ev sahibinin ev sahibi olacağına inanılır. Bir başka inanışa göre ise, kokina çiçeğini alan kişinin şansı açılır ve beklediği müjdeli haberlere kavuşur. Bu "ev sahibi yapma" efsanesi, kokinanın her yıl Aralık ayında yok satmasının en büyük nedenlerinden biridir. İnsanlar bu güzel bitkiyi alarak hem evlerini süsler hem de gelecek yıla dair umutlarını tazelerler.
Kokina çiçeğinin yapısı hakkında en çok merak edilen konulardan biri doğallığıdır. Kokina, parçaları bakımından tamamen doğal bitkilerden oluşur; yani kullanılan yeşil dallar ve kırmızı meyveler gerçek bitkilerdir, plastik veya yapay değildir. Ancak bu bitkinin "kokina" formuna kavuşması doğal bir büyüme süreciyle değil, insan müdahalesiyle gerçekleşir.
Dikenli yeşil dallar ve kırmızı meyveler doğada ayrı ayrı yetişir. Toplayıcılar bu bitkileri ormanlardan toplar ve daha sonra kırmızı meyveleri tek tek veya küçük salkımlar halinde yeşil dalların ucuna iplerle diker veya bağlar. Dolayısıyla kokina, malzemesi doğal ama oluşumu "yapay" bir aranjmandır. Bu işlem oldukça zahmetlidir ve dikenli yapısı nedeniyle elleri yaralayabilir, bu da kokinanın ardındaki emeği daha değerli kılar.
Kokina çiçeğinin o efsanevi bir yıllık ömrü tamamlayabilmesi ve şans getirmesi için bakımına özen göstermek gerekir. Aslında çok nazlı bir bitki değildir, ancak yanlış ortam koşulları onun hızla kurumasına veya çürümesine neden olabilir. Temel olarak serinliği seven ve aşırı sudan hoşlanmayan bir yapısı vardır.
Kokina köklü bir bitki olmadığı için saksı çiçekleri gibi bol suya ihtiyaç duymaz. Hatta fazla su, onun en büyük düşmanıdır. Haftada bir veya iki kez, sadece kök kısımlarına (veya vazodaki sap diplerine) çok az miktarda su vermek yeterlidir. Eğer vazoda duruyorsa, suyunun az olması ve sık sık tazelenmesi gerekir. Bazı bakım önerilerinde ise hiç suya koymadan, sadece serin bir yerde tutulması veya yapraklarına hafifçe su püskürtülmesi tavsiye edilir. Ancak en sağlıklı yöntem, sap kısımlarının çok az suyla temas etmesini sağlamaktır.
Kokinanın çürümemesi veya kurumaması için en kritik faktör ortam sıcaklığıdır.
Evcil hayvan sahiplerinin kokina alırken son derece dikkatli olması gerekir. Kokina çiçeğinin üzerindeki o cazip kırmızı meyveler (silcan meyveleri), kedi ve köpekler için toksik etkiler yaratabilir. Meraklı dostlarımız bu meyveleri yutarsa zehirlenme belirtileri gösterebilirler.
Yutulması durumunda kusma, ishal, mide bulantısı ve halsizlik gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle evinizde kedi veya köpeğiniz varsa, kokinayı onların kesinlikle ulaşamayacağı yüksek bir yere koymalı veya risk almamak adına alternatif bitkilere yönelmelisiniz. Görsel güzelliği için can dostlarımızın sağlığını riske atmamak en doğrusudur.
Eğer kokina bulamadıysanız veya evcil hayvanlarınız nedeniyle riskli buluyorsanız, yılbaşı ruhunu yansıtan başka harika bitkiler de mevcuttur. Bu bitkiler de en az kokina kadar dekoratif ve anlamlı hediyeler olabilir.

İşte Kokina Yerine Hediye Edebileceğiniz Farklı Bitkiler:
Ek olarak bitki konseptli yılbaşı hediyesi almak için kategorimizi ziyaret edebilirsiniz!
Kokina ile birlikte eklenen küçük notlar, hediyenin anlamını güçlendirir ve yeni yıl dileklerini daha sıcak bir hale getirir. En sık tercih edilen notlar arasında şu ifadeler yer alır:
Bu tür kısa ve samimi notlar, kokinayı sadece dekoratif bir çiçek olmaktan çıkararak anlamlı bir yeni yıl hediyesine dönüştürür.
Kokina çiçeği ile ilgili halk arasında dolaşan pek çok bilgi ve efsane vardır. Bu bitkiyi ilk kez alacak olanlar veya bakımını üstlenenler için en çok merak edilen soruları ve net cevaplarını derledik.
Genellikle Aralık ayının başından itibaren çiçekçilerde, pazarlarda ve sokak satıcılarında yerini almaya başlar. Yılbaşına kadar olan süreçte satın alınması bir gelenek haline gelmiştir. Ancak kış mevsimi boyunca serin havalarda tazeliğini koruyabildiği için Ocak veya Şubat aylarında da dekoratif amaçla alınabilir. En taze ve bol bulunduğu dönem Aralık ayıdır.
Halk inanışına göre, aldığınız kokina bir yıl boyunca (yani bir sonraki yılbaşına kadar) rengini korur, yaprakları dökülmez ve meyveleri çürümezse, bu durum ev sahibinin mülk edineceğine veya büyük bir dileğinin gerçekleşeceğine işarettir. Bu, bilimsel bir gerçeklikten ziyade, insanlara umut veren tatlı bir batıl inançtır.
Evet, kokina çiçeği vazoya konulabilir ancak su ihtiyacı çok azdır. Vazoya koyacaksanız, dibine sadece 1-2 parmak kadar su koymanız yeterlidir. Suyu her gün değiştirmek yerine haftada bir tazeleyebilirsiniz. Hiç su koymadan da serin bir ortamda uzun süre dayanabilir, ancak az miktarda su, dalların yeşil kalmasına yardımcı olur.
Üzerindeki kırmızı meyveler ("silcan") tamamen gerçek bitki meyveleridir, plastik değildir. Ancak bu meyveler o dikenli yeşil dallara (tavşan memesi) ait değildir. İnsanlar tarafından sonradan iplerle o dallara monte edilmiştir. Yani meyve doğal olsa da, bulunduğu dal üzerindeki duruşu el yapımı bir işlemdir.
İnanışa göre kokinanın bir yıl boyunca bozulmaması büyük bir şans göstergesidir, ancak kuruması uğursuzluk getireceği anlamına gelmez. Sadece o yıl için beklenen o "büyük dileğin" (örneğin ev alma) henüz vaktinin gelmediği şeklinde yorumlanır. Kuruyan kokinalarınızı atıp, yeni yılda taze bir başlangıç yapmak için yenisini alabilirsiniz.
Kokina, Türkiye'de de doğal olarak yetişen bitkilerden elde edilir, yani ithal bir ürün değildir. Özellikle İstanbul ve çevresindeki ormanlık alanlarda, Trakya bölgesinde bu bitkiler bolca bulunur. İsminin Yunanca kökenli olması, İstanbul'daki Rum kültüründen miras kalmış bir gelenek olmasından kaynaklanır. Yerli toplayıcılar tarafından hazırlanan yerel bir değerdir.
Kokina bir aranjman olduğu için, yani iki farklı bitkinin bağlanmasıyla oluştuğu için, kokinayı olduğu gibi toprağa dikip çoğaltamazsınız. Yeşil kısmı olan tavşan memesi (Ruscus aculeatus) köklerinden ayrılarak veya tohumla çoğaltılabilir, ancak bu profesyonel bir süreçtir ve yavaş büyür. Ev ortamında aldığınız kokina demetinden yeni bitkiler üretmek mümkün değildir.